28 Mayıs 2011 Cumartesi

Neden Yabancı Dil Öğrenemiyoruz? Part II


Amacım öğretmenlere yüklenmek değil. Elde uygun kaynak, yeterli hizmet içi eğitim olmayınca kalabalık sınıflarda haftada iki saatte onlar ne yapsın ki? En iyisi herkese birer Babil balığı. (Otostopçunun Galaksi Rehberi’nde vardı ya, kulağa atıyorsunuz, sonra galakside konuşulan tüm dilleri bir anda anlayıp, konuşmaya başlıyorsunuzJ Sonra bir de yaş sorunu var. Bugün neredeyse tüm AB ülkelerinde ikinci dil eğitimi, okul öncesinde ya da ilkokul birde başlıyor. Türkiye’de dördüncü sınıfta. “O bile iyi, bizim zamanımızda 6. sınıfta başlardı” diyorsanız, unutmayın, o zaman Anadolu liseleri de 6. sınıftan itibaren öğrenci alırdı ve tam bir yıl hazırlık okutulurdu. Hiç olmazsa alt ve orta sosyal sınıflardan gelen başarılı çocuklar, ikinci dili iyi öğrenme şansı yakalardı. Şimdi yabacı dil ağırlıklı liseler 9. sınıfta başlıyor ve çoğunun hazırlığı yok. Yani bugün çocuğunuzun çok iyi “yabancı” dil öğrenmesini istiyorsanız ya hem çok pahalı hem de yüksek puanlı özel okullara göndereceksiniz ya da okul öncesi sınav hazırlık kurslarına başlayacaksınız. Çünkü çok çok yüksek puanlı bir iki Anadolu lisesi için ancak böyle şansınızı arttırabilirsiniz.
Kim bilir, belki o zaman sadece ikinci dilini değil; matematiğini, fenini hatta Türkçesini, başka bir deyişle PISA standartlarına göre eğitimin sağladığı yaşama becerisini geliştirebilir. Zira OECD ülkeleri arasında üç yılda bir düzenlenen PISA testlerinin sonuncusuna göre (2009)  Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin dörtte biri okuduğunu anlayamıyor, yarısına yakını da basit matematiksel problemlerini dahi çözemiyor. Aslında en iyisi Eğitim Bakanlığı matematik, fen, sosyal bilgiler ve Türkçe için de yabancı öğretmenler ithal etsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder