Uluslararası,
köklü bir kuruluştan biyografinizi zengin gösterecek, ofis duvarınızı
şenlendirecek, kariyerinize uygun, kelepir ödüller…
Geçen günlerde
pek çok gazete ve TV kanalı, bir Türk bilim insanının, dünyaca ünlü saygın bir
kuruluş tarafından 2012 Yılının Tıp Bilim İnsanı ödülüne layık görüldüğü haberini
gururla paylaştı kamuoyuyla. Söz konusu
bilim insanı, Prof. Dr. Mehmet Emin Özdoğan, özellikle kalp nakilleri konusunda
çok başarılı bir cerrah. Ancak daha
geçen yıl yaşanan talihsiz bir olay, bu başarısına gölge düşürmüş, ameliyat edeceği bir hastası için hasta
yakınlarından 5 bin Euro bıçak parası alırken suçüstü yakalandığı için
yargılanıp, ceza almıştı. Daha sonrasında aldığı ödülle ilgili konuşan Prof.
Dr. Özdoğan da bu cezaya gönderme yaparak, kendi ülkesinde cezalandırılırken,
dünyanın saygın kuruluşları tarafından kendisine böyle bir ödülün
bahşedildiğini anlatıyor ve ülkesinin kadir kıymet bilmezliğinden yakınıyordu.
Ne var ki bu durum bilim camiasında yeni bir tartışmaya yol açtı. Son günlerde
Türk bilim insanları bir araya geldiğinde, sözü geçen kuruluşun, Amerikan
Biyografi Enstitüsü’nün (ABI) aslında itibarının şüpheli, hatta bu kuruluştan
çeşitli unvanlar, ödüller ve madalyalar almanın da çok kolay olduğundan söz
ediyor. Elbette belli bir ücret mukabilinde …
Konuyla ilgili
konuştuğumuz Türk ve yabancı bilim insanlarına göre ABI ve benzeri kuruluşlar,
çoğu zaman fazlasıyla iyi niyetli ya da saf kişileri Yılın Adamı, 21. Yüzyılın Dehası
seçildiklerini iddia ederek, kandırıyor. Ardından da ya sertifikaları ya da
isimlerinin yer aldığı 100 Türk Büyüğü benzeri içerikteki kitapları satın
almaları için ödeyecekleri bedeli kredi kartıyla mı yoksa çekle mi
ödeyeceklerini soruyor. Aslında bu ödül
avcılığı oyununun tüm dünyada yaygın bir aldatmaca olduğunu idrak etmek için
küçük bir internet araştırması yapmak bile yeterli. Nitekim Google arama satırına daha American
Biographical Institute yazarken, arama motoru sizi “American Biographical
Institute Scam” başlıklı içeriklere yönlendiriyor. İngilizce Scam sözcüğü “dolandırıcılık,
sahtekarlık” anlamına geliyor. İlgili web sitelerinin çoğunda ABI ve ABI’nin
İngiltere’de işbirliği yaptığı International Bographical Centre (IBC) başta
olmak üzere benzeri kuruluşların, başta bilim insanları ve politikacılar olmak
üzere dünyanın dört bir yanındaki kişilere mektup ve e-mail yoluyla ulaştıkları
ve ödül satmaya çalıştıklarından söz ediliyor ve okuyucular bu kurumlara karşı
uyarılıyor. Nobel ya da Pulitzer gibi itibarlı ödülleri kazananlar dünyaca ünlü
pek çok yayına haber olurken bu kurumların dağıttığı payelerle ilgili herhangi
bir bilgiye rastlamaksa neredeyse imkânsız. Elbette ilgili kişilerin
biyografileri ya da kendilerinin bizzat servis ettiği basın bültenlerini
saymazsak…
ABI’nin
faaliyetleri başka ülkelerdeki bilim cemiyetlerini de karıştırmış olacak ki
bazı devletler, resmi sitelerinde bu kurumdan gelen ödül mesajlarına karşı
vatandaşlarını uyarmak zorunda kalmış. Örneğin, Batı Avustralya Ticaret
Bakanlığı’nın resmi sitesinde ABI’nin birkaç yüz dolara adınıza madalya,
sertifika ya da kitap satın alabileceğiniz bir yer olduğundan bahsediliyor.
“Kendinizi ya da bir arkadaşınızı herhangi bir ödüle aday göstermek için bir
isim, bir e-posta adresi ve çalışma alanının yer aldığı basit formu doldurmanız
yeterli. Ödüle neden hak kazandığınızı bile açıklamanız gerekmiyor”
ifadelerinin göze çarptığı uyarı metninin son cümlesiyse bir hayli manidar: “Bu
safsatalara kanıp, Yılın Aptalı olmayın.”
Batı Avusturalya
Ticaret Bakanlığı sitesinde ayrıca ABI ve benzeri kuruluşların, İngilizce
“vanity publisher” yani “tüm masrafların yazarın kendisi tarafından
karşılandığı yayınevleri” kategorisinde
yer aldığından söz ediliyor. Belli ki ticari dehalar, biyografilerine itibar
eklemek, ofis duvarlarına dekoratif çerçeveler yerleştirmek isteyenlerin kârlı
bir kazanç kapısı olduğunu yıllar önce keşfetmiş. Nitekim, ödül sahiplerinin
hangi kriterlere göre belirlendiğini, seçici kurulda kimlerin yer aldığını sorduğumuz
ABI yetkililerinden gelen yanıtta sorularımıza cevap bulunmasa da kuruluşun
1967’den bu yana hizmet verdiğinden bahsediliyor. Belli ki kuruluş tarihinin
eski olması, ödüllerin güvenilirliği ve itibarının en büyük dayanağı. Oysa
yılın en kötü oyuncularının seçildiği Altın Ahududu Ödülleri de 33 yıldır
veriliyor ama itibarı tartışılır.
Gelelim kurumun
dağıttığı ödül, sertifika ve madalya kategorilerine… ABI kendi sitesinde ne bu
kategorileri ne de seçilen isimleri tam olarak yayınlamadığı için net bir bilgi
vermek zor. Ama yaptığımız araştırma
sonunda bulduğumuz Yılın Kadını, Yılın Bilim İnsanı, Uluslararası Barış Ödülü,
Dünya Özgürlük Madalyası gibi yüzlerce payeyi sıralamaya kalksak, derginin
sayfaları yetmez. Tabii bir de 21.
Yüzyılın Büyük Beyinleri, 500 Önemli Lider, Tıp Alanında Kim Kimdir… vb. gibi
ansiklopedi ağırlığında yayınları var. ABI’nin web sitesinde bu listeler
hazırlanırken ve ödül, madalya ya da sertifikaya hak kazanan isimler
belirlenirken dünya çapında 18 bin danışmanın görev aldığı araştırma kurulunun
görüşlerine başvurulduğu belirtiliyor. Bu danışmanların çoğunun, aynı zamanda
bizzat ABI tarafından ödüllendirilmiş kişiler olduğunu tahmin etmek zor değil.
Ama onların bile bu yayınları ne kadar özenle incelediği şüpheli. Zira 21. Yüzyılın
Büyük Beyinleri başlıklı 2500 biyografiden oluşan uzun listede Mark Twain,
Martin Luther King gibi isimler de bulunuyor. “Durun bir dakika, bu kişiler
geçen yüzyıl yaşamamış mıydı?” diye soran birileri de yok anlaşılan…
Şimdi sıra
meselenin en can alıcı kısmında: Ücret tarifesi. ABD’nin Pittsburgh kentindeki
Carnegie Doğal Tarih Müzesi araştırma görevlilerinden Aydın Örstan, bloğunda
yayımladığı “IBC’deki kurnazlara açık mektup” başlıklı ironik yazısında IBC
tarafından Yılın Bilim İnsanı ödülüne aday gösterildiğini açıklıyor. Belli ki
bu ödülü aldığını gösteren fotoğraflı plâketin kendisine gönderilmesi için
talep edilen 370 Dolarlık ödeme Örstan’ın da kafasını karıştırmış ki Örstan
mektubunu şöyle bitiriyor: “Siz bana 400 Dolarlık bir çek gönderirseniz, ben de
size Yılın En Aptalca Sahtekârlığı sertifikasını gönderirim.” Başta
belirttiğimiz gibi nette küçük bir araştırmayla bilim insanlarının ABI ve IBC
gibi kuruluşlarla ilgili yazdıklarına ulaşmak mümkün. Şüphesiz, Örstan’ın
mektubu aralarında en eğlenceli olanlardan biri.
Hollanda’da
yaşayan psikolinguistik uzmanı Mark Dingamanse de ABI’nin 21. Yüzyıl’ın Büyük
Beyinleri isimli yayınında yer almaya hak kazandığını belirten bir mektup
aldığını söylüyor. Aynı mektupta
dünyanın en önemli 1000 bilim insanı ve entelektüelinin biyografisine yer
verilen bu listede yer aldığını gösteren bir plâket için Dingamanse’nin 395
Dolarlık bir ödeme yapması da isteniyor. Bu kuruluşun ciddiyetinden şüphe
duyduğu için mektuba itibar etmediğini şöyle açıklıyor: “Sadece bin kişinin özenle seçildiği söylense
de mektubun gerçekten sadece bin kişiye gittiğinden hiç emin değilim. Yüzyılın
Bin Aptalı’nı bulana kadar bu mektup, onbinlerce kişiye gönderiliyor bence.”
Dingamanse’nin daha önce ABI’de çalışmış birinden aldığı bilgiler, kuruluşun
çalışma sisteminin özeti gibi: Öncelikle çeşitli organizasyonlardan mail
listeleri satın alınıyor ve bu adres sahiplerine, biyografi kitaplarında yer
almaya hak kazandıklarını belirten e-postalar gönderilip, ekteki formların
doldurulması isteniyor. Gelen formlar üç kategoriye ayrılıyor. Birinci
kategoridekiler, konuyla ilgili hiçbir eğitim almamış “editör”lere gönderiliyor
ve biyografi metinleri hazırlanıyor. Elbette bu kişilere daha sonra belli bir
ücret karşılığında plâket, sertifika ya da madalya gönderilmek üzere… İkinci
kategoridekiler sonraki yayınlara bırakılıyor. En son kategoride yer alan en
başarılı biyografiler ise hiçbir ücret talep edilmeden yayınlanıyor. Zira
bunların işlevi, listelerde eksik kalan satırları doldurmak…
Söz konusu
sertifika, plâket, kitap ya da madalyaların ücretleri 150 ile 500 Dolar
arasında değişiyor. Amerikan Nöroradyoloji Dergisi editörü Prof. Dr. Mauricio Castillo da 2010’da kaleme
aldığı “Kendinizi Önemli Hissettiren Sahtekârlıklar” başlıklı makalesinde ABI’den
de bahsediyor ve meslektaşlarını uyarıyor. Aynı makalede, 21. Yüzyılın Büyük
Beyinleri isimli yayının bir edisyonunda 2500 biyografinin yer aldığından söz
ediyor. Listede bulunan her kişi, ABI’ye ortalama 150 Dolarlık bir çek gönderse,
375 bin Dolar eder. Nitekim, ABI yetkililerinden aldığımız yanıtta da bu
yayınlara girmenin kesinlikle bedelsiz olduğunun, ancak hak edilmiş ödülü
belgeleyen plâket, madalya ya da sertifika karşılığında bir ücret talep
edildiği, bunun da isteğe bağlı olduğu ifade ediliyor. Oscar jürisinin Meryl
Streep’e şöyle bir mektup gönderdiğini düşünün: “Tebrikler, 2012 En İyi Aktrist
Ödülü’nü yine size verdik. Kredi kartı numaranızı verirseniz, adınıza özel
hazırladığımız Oscar heykelciğini adresinize postalayacağız!”
Unutmadan
ekleyelim, Prof. Dr. Özdoğan’ın biyografisinde 1996’da da aynı kuruluşun
verdiği 20. Yüzyıl başarı Ödülü’ne layık görüldüğü belirtiliyor. (Bu konuyla
ilgili detayları öğrenmek için kendisine sorularımızı yazılı olarak göndersek
de henüz cevap alamadık.)
Elbette
Türkiye’de ABI ve IBC gibi kuruluşların yayınlarına girmeye hak kazanan,
ödülleriyle taltif edilen tek isim Prof. Dr. Özdoğan değil. Örneğin 21.
Yüzyılın Büyük Beyinleri arasında yer alan ve ödülünü ülkesine armağan eden
herbalist Dr. Ömer Coşkun, Uluslararası Seçkin Liderler Ansiklopedisi’ne adını
yazdıran Bağımsız Türkiye Partisi Prof. Dr. Haydar Baş bu isimlerden sadece
ikisi. Biyografisini bu tür ödül ve
sertifikalarla zenginleştiren daha pek çok isim saymak mümkün. Bir de
Enfeksiyon Hastalıkları ve Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Önder Ergönül gibi bu
tür mektuplar, mail kutusundan hiç eksik olmayan bilim insanları var. Prof. Dr.
Ergönül durumu şöyle ifade ediyor: “Sadece bana değil, etrafımdaki pek çok
kişiye de bu tür ödül mektupları geliyor. Hemen hepsi ya ‘Kim Kimdir’ isimli
ansiklopedilerde biyografime yer vermek için doğrudan bir ücret talep ediyor ya
da başta ‘şu ödüle layık görüldünüz’ deyip, ardından ödülü bana göndermek için
kredi kartı numaramı soruyor. ” Bugüne kadar böyle maillere hiç itibar
etmediğini belirten Prof. Dr. Ergönül’e göre benzer mektup alan bilim
insanları, haberin sevincine kapılmadan önce haberin kaynağına dikkat etmeli ve
ödülü veren kuruluşu iyice araştırmalı. Belli ki bu tavsiye sadece ödül
sevinciyle gözleri kamaşan bilim insanlarına değil. Nitekim, yine ilgili
haberlerde Türkiye Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın, Prof. Dr. Özdoğan’a
gönderdiği mektubunda ödülünden ötürü bilim insanını tebrik ettiği belirtiliyor.
Prof. Dr. Özdoğan’ı çok duygulandıran bu mektubun, başında uluslararası yazan
her ödülü alan her bilim insanına gönderilen standart bir mektup olup
olmadığını ise bilmiyoruz. Çünkü Bakan’ın resmi internet sitesinden yazılı
olarak gönderdiğimiz sorumuza herhangi bir yanıt alamadık.
* YENİAKTÜEL DERGİSİ 13-26 EYLÜL 2012
(Başlık için Göksan Göktaş'a teşekkürler:)