23 Mayıs 2011 Pazartesi

DİYETİN SAHTE PEYGAMBERLERİ PART I



"Ağız yaralarından dolayı 3.5 yıldır tedavi görüyordum. Sonuç alamadım. İstanbul’dan gelen birinden Ermiş Aktar’ın adresini aldık. Oğluma telefonla bildirdim. O da Aktar’ın verdiklerini alıp gönderdi. İki ay kadar kullandım. Hamdolsun iyileştim.” Kamile Sökü’ye ait olduğu iddia edilen bu el yazısı satırlar, Üsküdar’da bitkisel ürünler satan ve “Ermiş Aktar” diye tanınan Hüseyin Ermiş’in internet sitesinde yer alıyor. Oysa bu satırlardan kadının haberi dahi yok. Kamile Sökü’nün, mektupta iddia edildiği gibi tıbbın çare bulamadığı ağız yaralarından kurtulup kurtulmadığını öğrenmek için aradığımız oğlu Mehmet isyan ediyor: “Annem hiçbir zaman Ermiş’i görmedi. Okuma yazma dahi bilmiyor ki mektup yazsın. Bunlar dolandırıcı, sakın inanmayın.”
Mektubu, Ermiş’in bizatihi kendisi yazmış olabilir. Ancak Ermiş, bu konuda görüşünü almak için aradığımızda telefonu kapatıyor.

DÜNYANIN GÖZÜ BİTKİLERDE, AMA…
Tıp dışı yöntemlerle hastalıkları iyileştirdiğini, kilo verdirdiğini ya da gençlik iksirini bulduğunu iddia eden kimselerin kapısında şifa arayanlar çoğu kez can sıkıcı hikâyelerin kahramanı oluyor. Kimi pek çok doktor dolaştıktan sonra, kimiyse tıbbi çarelere hiç itibar etmeden, bitkisel özlü karaborsa reçeteler yazan -tıp eğitimi de almamış- bu kimselere başvuruyor. Ermiş’in web sitesi ve benzerlerinde ağız yaralarından kısırlığa kadar çeşitli hastalıklardan muzdarip olduğunu ve sihirli bitkisel formüller sayesinde iyileştiğini anlatan yüzlerce kişinin hikâyesi var.
Ama hikayelerin sahipleri arandığında hemen hiçbirinin bu mektuplardan haberdar olmadığı ortaya çıkıyor. Çeşitli otlar ve baharatlarla tedavi umudu dünyada her zaman ilgi gördü. Sadece İngiltere’de bu pazar 4,5 milyar doları buluyor. Tüketici profiliyse, dünyanın hemen her yerinde daha ziyade orta sınıftan orta yaştaki kadınlar. Türkiye’deyse son yıllarda bu profile İslami muhafazakâr insanlar da ekleniyor. Potansiyel müşterilerin dini hassasiyetini fark eden kurnaz girişimcilerin kullandığı dil de yeni trende göre değişiyor. Dolayısıyla TV kanallarında, magazin sayfalarında baş gösteren “modern zamanın Lokman Hekimleri” ya da “beslenme uzmanı” olarak tanıtılan şahısların ağzından Allah’ın lafızları, hadis ve dualar eksik olmuyor. Önerdikleri zayıflatıcı, iyileştirici reçeteler için hemen hepsi ya hadisleri ya da ayetleri referans gösteriyor ve ürünlerini “mucizevî” olarak tanıtıyorlar. Oysa İslam kaynaklarına göre mucizeyi sadece peygamberler gösterebiliyor.
DİN SOSU KATILMIŞ DİYET UZMANLARI
Bu dini soslu diyet, genç ve sağlıklı kalma ya da tedavi yöntemlerinin yarattığı ekonomik hareket devasa boyutlarda. Beslenme Destek Ürünleri Üretici ve İthalatçıları Derneği (BESDESDER) Genel Sekreteri Müge Çakır, “sektördeki kayıtlı firmalar aracılığıyla yapılan ticaretin 150 milyon dolar” olduğunu söylüyor. Oysa İslam’a uygun sağlıklı beslenme ve zayıflama ürünlerinin çoğu ya aktarlarda ya da internet üzerinden satılıyor ve ruhsatlandırılmadığından pazar payının ne kadar olduğunu hesaplamak mümkün değil. Çünkü, Besdesder’e kayıtlı üye sayısı sadece 20.
Kayıtsız çalışanlar ise binlerle ifade ediliyor. Dini motifli diyet ve sağlıklı beslenme akımının son starlarından –endüstri mühendisi- Prof. Dr. Ahmet Maranki, katıldığı TV programlarında o kadar çok talep görüyor ki, başta Kanal 7 birçok TV kanalına 2-3 kez katıldı. Maranki ekranda bazen tıp, bazen de ilahiyat profesörü gibi konuşuyor. Sık sık Latince kelimeler kullanarak işin uzmanı görüntüsü veriyor. Eşiyle birlikte dört kitap yazan Maranki’nin yayınevi Mozaik’ten bir pazarlama müdürü, fiyatı 30 TL olan “Şifalı Bitkiler” kitabının “8 ayda 310 bin sattığını ve en çok satanlar listesinde yer almaya devam ettiğini” savunuyor.
“İLAHİ HÜKÜMLER IŞIĞINDA SAĞLIKLI YAŞAM”!
Maranki’nin söz konusu kitabının 60. sayfasındaki şu satırlar fikir verebilir: “Ey hasta kardeşler! Çok faydalı, her hastalığa iyi gelen, hakiki bir ilaç isterseniz; imanınızı geliştiriniz. Yani tövbe edip, namaz kılıp, kulluk yapmak ile imanı ve imandan gelen çareleri kullanınız.”
Ahmet ve Elmas Maranki çiftinin bitkisel ürünleri “İlahi hükümler ışığında sağlıklı yaşam için manevi reçeteler” sloganıyla satılıyor. “Cosmic” markasıyla; yonca, soya, ısırganotu, narçiçeği gibi bitki ve meyvelerden üretilen tabletlerin fiyatları da bir hayli yüksek. Türkiye’de bu tür ürünler, “gıda takviyesi” başlığı altında ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onayıyla pazarlanabiliyor.
Oysa Maranki’nin “yüzde yüz doğal ve yerli” olduğunu iddia ettiği ürünlerinin ruhsatlı olup olmadığı tam bir muamma. Zira ürün pazarlama hattını arayıp ruhsatlarını sorunca göndereceklerini söyledikleri belgeler, bir türlü ulaştırılamıyor! Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na ürünlerin ruhsatlı olup olmadığını sorduğumuzda, oradan da bir yanıt ulaşmadı. Ancak Marankiler sadece “cosmic” tabletleri değil, uyguladıkları tedavi yöntemleriyle de çok konuşuluyor. Hastalarını beş yıldızlı lüks otellerde tedavi ediyorlar. Afyon’daki bir termal otelde yapılan uygulamada en çok başvurulan yöntem lavman (yanlış okumadınız, lavman). Bir hafta gibi kısa sürelerde fazla kilo verme amacıyla, katılımcılar sirke ve zeytinyağından hazırlanmış bir karışım olan lavmanı anüsten –ince bir hortum yardımıyla- uygulayarak bağırsaklarını boşaltıyor.
7 GÜN DİYETİN BEDELİ, 2 BİN 100 TL!
Yedi günlük programda kaç kilo verildiği hakkında net bilgi yok. Ama ödenen tutar, 7 günlük program için tek kişi 2100 TL, iki kişi 4000 TL ve üç kişi 5700 TL. Lüks oteldeki Mart ayı seanslarına 200 kişi katıldı. Nisan ve Mayıs başvurularına da yüksek ilgi var. Maranki, bu “mucizevi” yöntemi uygulamak için programa katılacak durumu olmayanları da düşünmüş. Kitaplarında ve internet sitesinde de “Kozmik Beden Temizliği için evde lavman” öneriyor.
Bu tür önerileri ciddiye alanların sayısına dair ipuçları, bilim insanlarının kanını donduracak nitelikte. Örneğin Maranki’nin popüler olduğu çevrelerden İstanbul Başakşehir’deki eczanelerde 3 TL’lik lavman setleri –içinde hortum da var- tükendiği için pek çok kişinin 10 TL’ye satılan İngiliz tuzuna rağbet ettiğini söylüyor eczacılar. Maranki’nin ilgi alanı sadece tedavilerle sınırlı değil.

Kitaplarında okuyucularına özel hayatlarını düzenleyecek bilgiler de öneriyor. Örneğin, Şifalı Bitkiler kitabının kimi sayfalarında erkek okurları için şu tür öneriler var: “…Genç ve güzel hanımlarla cima (cinsel ilişki) vücuda sıhhat verebileceği gibi acuze, hasta, küçük ve dullarla cima sağlıksız ve üzüntü verebilir.” Maranki’nin vücut temizliği kapsamında lavmanla birlikte önerdiği bir başka yöntem, karaciğeri temizlemek amacıyla tavsiye ettiği kırmızı pancar suyu. Maranki ve başka şifa satıcıları önerdikçe, kırmızı pancar son ayların en fazla talep gören sebze haline geldi.
PANCARIN FİYATI 1 TL’DEN 8 TL’YE ÇIKTI
Hatta daha önce kilosu 1 TL’den satılan pancarın fiyatı, Konya Yaş Sebze ve Meyve Üreticileri Derneği’nin açıklamasına göre kentte 8 TL’ye çıktı. Maranki’nin internet sitesinde 12 yaşında bir kız çocuğunun ya da hamilelerin lavmanla ilgili sorularını okuyabilirsiniz. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Endokrinoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Taner Damcı “Lavman kimi hastalıklarda sadece doktor gözetiminde yapılması gereken bir uygulama” diyor. “Aksi halde uygulayanın bağırsakları parçalanabilir, kanama meydana gelebilir. Çok daha ciddi sorunlar yaratır, ayrıca sıvı ve tuz kaybına yol açar, tehlikelidir.”
Telefonla ulaştığımızda sorulara tepki gösteren Maranki çiftine göre, ehliyet sahibi uzmanların söylediklerinin hiçbir önemi yok. Elmas Maranki, “Asıl onların kimyasal ilaçları daha zararlı” diyor. “Bir hafta boyunca günde iki kez lavmanla arınmayı öneriyoruz; bunu biz de uyguladık, hiçbir zararını görmedik.” Ahmet Maranki ise “sorularımızı tuhaf bulduğunu ve bugüne kadar hiçbir gazetecinin kendilerini sorgulamadığını” savunarak çok yoğun olduğunu ve yanıt veremeyeceğini ekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder