9 Haziran 2011 Perşembe

Cep Telefonuyla Beyin Salatası Tarifi


Moskova’da bulunan Komsomolskaya Pravda gazetesinden Vladimir Lagovski ve Andrei Moiseynko,  resimde görüldüğü gibi basit bir mikrodalga aygıtı hazırladılar. Bir telefondan diğerini aradılar ve konuşma modunda bıraktılar. Yumurta 65 dakikada pişti.  

2005'te aşağıdaki haber yayımlandığında daha ne bu deney yapılmıştı ne de Dünya Sağlık Örgütü'nden cep telefonlarının kansere neden olabileceğini belirten bir açıklama gelmişti.  Konuyla ilgili daha detaylı bir dosya çok yakında bu blogta. Cep telefonu, beyin tümörü ve yumurta pişirmeyle ilgili Yeniaktüel için hazırladığım haber ise bilgilerini tazelemek isteyenler için...

BU HABERİ OKURKEN LÜTFEN CEP TELEFONLARINIZI KAPATINIZ.


Başlıktaki uyarı, size sinema ve tiyatro salonlarında ya da uçak anonslarındaki masum uyarıları hatırlattı değil mi? Oysa amacımız, çok daha vahim bir tehlikeye dikkat çekmek. Hatta sigara paketleri gibi cep telefonları üzerine de “sağlığa zararlıdır” yazdırtacak kadar büyük bir tehlike. Üstelik sadece kansere neden olan elektronik dalgalar yaydığı için değil, uzaktan beyin kontrolü aracı ya da çok kuvvetli bir  kitle imha silahına dönüşebileceği için. Haberimizin henüz en başında, kanser, beyin kontrolü ve kitle imha sözlerini aynı cümlede kullanmak, şok etkisi yaratabilir. En iyisi teknolojinin bize hediye ettiği bu küçük oyuncağın büyük marifetlerini, uzmanlar rehberliğinde birer birer ele alalım.
Rehberlerimiz, uzaktan algılama, eloktromanyetik dalgaların insan üzerindeki biyolojik etkileri konusunda birçok çalışmaya imza atan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selim Şeker ve Colombia Üniversitesi’nde moleküler biyoloji ve genetik üzerine araştırmalar yürüten Anıl Korkut. Son yıllarda çalışmalarını özellikle cep telefonu konusunda yoğunlaştıran ve konuyla ilgili tüm araştırmaları inceleyen uzmanların şu günlerde tek amacı var: Gelecek on yılda cep telefonunun insana vereceği zararlarla ilgili herkesi haberdar etmek! Hatta bunun için, yaptıkları tüm araştırmaları ve dünyada bugüne kadar yapılan, ancak hasır altı edilen diğer çalışmaları da derleyerek bir de kitap hazırladılar. İşte Tehlikeli Oyuncak isimli bu kitapta, Prof. Şeker ve Korkut, cep telefonlarının başta kanser olmak üzere birçok ölümcül hastalığa neden olduğunu söylemekle kalmıyor. Ayrıca yanımızdan hiç ayırmadığımız bu küçük cihazların, uzaktan beyin kontrolü ve kitle imha amaçlı da kullanılabileceğini iddia ediyorlar. Nasıl mı? “Baz istasyonlarından, iletişim amaçlı dağıtılan elektromanyetik dalgalarda küçük değişiklikler yapılarak.” diye yanıtlıyor bu soruyu Prof. Şeker. “Beyinde milyonlarca algılayıcı vardır. Bunlar, dışarıdan dalga gönderilerek, yanlış uyarılabilir veya görev yapmaları engellenebilir.”  Örneğin ABD’de kitlesel olayları yatıştırmak için kullanılan ADS adlı sistemde kitlelerin üzerine elektromanyetik dalga gönderen cihazlar kullanılıyor. Bu dalgalara maruz kalan kişiler, fiziksel olarak yanmadıkları halde, derilerinde aşırı yanma hissediyor. İşte Prof. Dr. Selim Şeker’e göre, kişinin üzerinde taşıdığı cep telefonuna da böyle dalgalar göndererek, beyni etkileyebilmek mümkün. Hatta uzmanlar, insanın kendi fiziksel yapısının, taşıdığı cep telefonu için de mükemmel bir anten olduğunu söylüyor. Yani üzerinizde cep telefonu varken, elektromanyetik dalgalar yayan bir cihazın doğrudan hedefi olmanız çok daha kolay.
“Mançuryalı Aday ya da Azınlık Raporu isimli filmleri sadece birer bilimkurgu gibi izleyebilirsiniz. Oysa ABD’de bazı bilim adamları, CIA’in kişiye özel manyetik alanların tespit edebildiğini ve sadece ona özgü hayaller yaratarak, Mançuryalı Aday’da olduğu gibi zihnini kontrol edebildiğini iddia ediyor” diyor Anıl Korkut. Hatırlarsınız, bu filmde ABD Başkan Yardımcısı adayı, cep telefonuyla yönlendirilebiliyordu. Her daim cebimizde taşıdığımız iletişim sihirbazının, bir anda komplo teorilerinde sıkça duyduğumuz genetik, biyolojik ya da elektromanyetik silahlardan birine dönüşebileceği fikri epey endişe verici.  “Yani hepimiz kobay olabiliriz. Ya ‘Büyük Birader’ sizi her an izlemek ya da gelecekteki hükümetler, vatandaşlarının her altı ayda bir beyin taramasından geçmesini isteyebilir.” diyor Anıl Korkut ve Prof. Dr. Şeker.
Ancak, cep telefonlarının tehlikesi komplo teorilerini aratmayan bu iddiayla son bulmuyor. Uzmanların önemle vurguladığı başka bir konu da, cep telefonları ve baz istasyonlarının yaydığı radyasyonun, kanser, beyin tümörü, alzheimer, beyin hücrelerinin ölümü ya da kısırlığa yol açması. Dünyanın muteber üniversitelerinde yapılan araştırmaların referans gösterildiği bu iddialar ve bilim adamlarının baskıları sonucu, önümüzdeki yıllarda cep telefonlarına “sağlığa zararlıdır” ibaresi dahi konulabilir. Hatta, başta İngiltere Radyolojik Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. William Stewart’ın “cep telefonları küçük çocuklarda tümör riski yaratıyor” açıklaması olmak üzere konuya ilişkin yapılan diğer açıklamalar neticesinde, bugün İngiltere’de cep telefonu üzerinde sağlık uyarısının bulunması tartışılıyor. Prof. Dr. Şeker de günümüzde yoğunlaşan cep telefonları zararlı mıdır, değil midir” tartışmalarının, 50 yıl önce de sigara için yapıldığını hatırlatıyor. “Sigaranın kanserojen etkisi ancak 1963’te kabul edildi. O güne kadar ‘sadece biraz öksürük yapıyor’ deniliyordu. Bugün de Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, cep telefonu ve baz istasyonlarından alınan radyo dalgalarını, ‘muhtemel kansorejenleri içeren’ 2 B Grubuna aldı.” diyor. Oysa profesöre göre, bundan 10 yıl sonra cep telefonundan yayılan dalgaların dahil edileceği grup şimdiden belli: Sigaranın da bulunduğu, kansorejen madde içeren grup. Prof. Dr. Selim Şeker, “Çünkü, kanser oluşumu için kansorejen maddenin bünyeye alınmasından sonra 10 yıllık bir süre gerekiyor. Yani şu günler, kanser için kuluçka dönemi sayılabilir.” Sözleriyle açıklıyor durumu.
Yine yapılan araştırmalardan öğreniyoruz ki, uzaklardaki yakınlarımızın seslerini taşıyarak içimizi ısıtan bu teknoloji harikaları, içimizi hakikaten ısıtıyormuş. Hem de mikrodalga fırınlarda olduğu gibi. Uzmanlar, cep telefonuyla konuşurken yayılan dalgaların,mikrodalga fırında yiyecekleri ısıtmak için yayılan elektronik dalgalar gibi çalıştığını söylüyor. “Dolayısıyla, cep telefonunun yakın olduğu organlar ısınır. Yani, beyin ve kulaklar. Burada başlayan ısınma, iç organlara yayılır. Ama radyasyon doğrudan vücudun içine yayıldığı için deride hissedilmez.” İçimizdeki yanmanın tehlikelerini öğrenmeden önce, Prof. Dr. Şeker’e, cep telefonlarıyla yumurta pişirip, pişiremeyeceğimizi soruyoruz. Cevabı net. “Yeterli sayıda telefon, yeterli süre boyunca çaldırılırsa, yumurta bile pişer.” Bu ısınmanın zararlarını ise Dünya Sağlık Örgütü Raporundan öğreniyoruz. Bu rapora göre ısınma sonucu, vücut normalde salgılamadığı bazı proteinler üretiyor. Sürekli konuşma halindeyse, ısınma vücutta yıkıma neden olabiliyor. Uzmanlar bu yıkımın sonunda, kanser oluşumuna, kalp yetmezliklerine, gözde katarakt oluşumuna hatta hamilelerde düşüğe neden olabileceğini söylüyor. 

1 yorum: